Zeytinlik Alanlar ve Sanayi Projeleri: Geleceğin Dengesi
Ziya İPEK
Son yıllarda tartışma yaratan zeytinlik alanlarda sanayi, madencilik ve enerji projelerine izin verilmesini içeren “torba yasa” teklifine dair Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, önemli açıklamalarda bulundu. Kıvanç’a göre, Türkiye’nin geleceğini şekillendirmek için hem ekonomik kalkınmayı desteklemek hem de çevresel sürdürülebilirliği korumak gerekiyor.
Mevzuatın Güncellenmesi Gerekiyor
Zeki Kıvanç, Türkiye’nin sanayileşme ve enerji bağımsızlığı hedeflerinin kaçınılmaz olduğunu vurgularken, tarımsal üretim alanlarının stratejik önemine de dikkat çekti. Zeytin, kültürel bir değerin ötesinde yüksek katma değerli bir tarım ürünü olarak öne çıkarken; sanayi, madencilik ve enerji yatırımları da stratejik sektörler arasında yer alıyor. Bu iki önemli alanı çatışmaya sokmak yerine, bilimsel veriler eşliğinde ortak akıl doğrultusunda bir yol haritası oluşturulması önerisinde bulundu.
1973’ten bu yana Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nin (AOSB) Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağladığını hatırlatan Kıvanç, Adana’nın tarımsal potansiyeli yüksek bir şehir olduğunu belirtti. Bu bağlamda, organize sanayi bölgesinin tarıma elverişli olmayan kayalık arazilerde kurulmasının, tarımsal bütünlüğe zarar vermemeye özen gösterilerek planlandığını ifade etti. “AOSB’nin gelişim sürecinde tarım alanlarının korunması gözetilmiş ve sanayi yatırımları verimli arazilere zarar vermeyecek şekilde konumlandırılmıştır,” diyerek konunun önemine vurgu yaptı.
2006-2007 yıllarında AOSB genişleme planları yapılırken, bölgede zeytin ağacının bulunmadığının resmi belgelerle kanıtlandığını belirten Kıvanç, sonrasında bazı kişilerin bu arazilere zeytin ağacı diktiğini söyledi. Bu durumun, bugünkü mevzuatlar nedeniyle sanayi yatırımlarının önünü tıkadığını belirterek, zeytinlik sahalara ilişkin mevzuatın çağın gerisinde kaldığını dile getirdi. “1939 yılında yürürlüğe giren bu yasa, zeytinliklerin 3 kilometre yakınına sanayi tesisi kurulmasını yasaklıyor. Ancak, günümüz koşullarına uygun değil. Önerimiz, sanayi tesisi mesafesinin 500 metre gibi makul bir seviyeye düşürülmesidir,” dedi.
Mevzuatın OSB’ler Üzerindeki Etkisi
Söz konusu mevzuatın yalnızca Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’ni değil, Türkiye’deki birçok OSB ve yatırım alanını etkilediğini vurgulayan Kıvanç, bu durumun sanayi bölgelerinin büyümesini engellediğini ifade etti. “Ceyhan Organize Sanayi Bölgemiz de benzer yasal sınırlamalar nedeniyle gelişemiyor,” diyerek konuya dikkat çekti. Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdam hedefleri doğrultusunda sanayi bölgelerinin hayati öneme sahip olduğunu belirten Kıvanç, “Bu bölgeler, istihdam yaratacak, ihracat kapasitemizi artıracak ve stratejik yatırımlara ev sahipliği yapacak potansiyele sahip. Üretimi engellemeden ama doğayı da koruyarak makul bir denge kurulması zorunludur,” şeklinde çağrıda bulundu.