“`html

Türkiye’nin Yalıtım Stratejisi: Ekonomik ve Çevresel Gelecek İçin Büyük Adım

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı’nın yaptığı açıklama, enerji verimliliğinde önemli bir kilometre taşı olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin enerji faturasının 2024 yılı için 65 milyar 589 milyon 764 bin dolar olması, ülkenin enerjide dışa bağımlılığını gözler önüne seriyor. Murat Savcı, tüketilen enerjinin %40’ının binalarda kullanıldığını ve bunun %80’inin ısıtma ve soğutma süreçlerinde tüketildiğini belirtiyor. Bu bağlamda, ısı yalıtımı uygulamalarında kullanılan malzemelerin kalınlık ve performansının artırılmasının, enerji verimliliği açısından kritik önem taşıdığını vurguluyor.

TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı Güncellendi

Yapılan açıklamaya göre, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı, binaların enerji performansını artırmak ve çevresel etkileri azaltmak amacıyla güncellenmiştir. Bu standardın güncellenmesi, sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda ülkenin enerji verimliliğini yükseltmek adına büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Murat Savcı, İZODER’in bu süreçteki aktif rolüne dikkat çekerek yeni düzenlemelerin kapsamlı bir şekilde gerçekleştirildiğini belirtiyor.

Soğutma İçin Artan Yalıtım İhtiyacı

Özellikle Türkiye’nin güney bölgelerinde halkın, binalarında yalıtıma gerek olmadığını düşünebileceği ancak bu yeni standart ile yalıtımın sadece ısıtma değil, soğutma açısından da önem taşıdığı açıklanıyor. Yenilenen TS 825 standardı, ılıman ve sıcak iklim kuşaklarında da yalıtım uygulamalarını zorunlu hale getiriyor. Böylece enerji kullanımında önemli bir azalma hedefleniyor. U değerlerinin Avrupa standartlarına yakın seviyelere çekilmesi de düzenlemenin öne çıkan bir başka önemli yönü.

Sektörel Büyüme Potansiyeli

Bu yenilikler, Türkiye yalıtım sektöründe önemli bir büyüme potansiyelini de beraberinde getiriyor. Ülkemizde mevcut bina stoğunun yalnızca %20’sinin TS 825 standartlarına uygun yalıtıldığını belirten Murat Savcı, yeni düzenlemelerle birlikte yalıtım malzemelerine olan ihtiyacın artacağını ve pazarın organik bir büyüme göstereceğini öngörüyor.

Bu düzenlemeler, ekonomik ve çevresel açıdan olumlu etkiler yaratmayı hedeflerken, Türkiye’nin enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik yönünde attığı önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.

“`